İnsanlardan Uzakta 2022 – Hoşgeldin 2023

Blog sayfayı ilk açmaya karar verdiğimde kendime bir karar almıştım. Her sene içi boş doğum günü kutlama yazıları yazmak yerine, her sene yılbaşında beni geliştiren, hatalarımda bana bir şeyler öğreten o mükemmel anları yazacaktım. Önce 2019, sonra 2020, ardından 2021 ve şimdi nasipte 2022 de varmış. Ömür ne çabuk geçip gidiyor. Şimdi geçmişime baktığımda görüyorum ki, iyi ki bu kısa, basit yazıları kendi çapımda yazma kararı almışım. O günleri şimdi tekrar okuyor ve görüyorum ki, ne güzel günlermiş…

Evet, o günleri yaşarken hayat çok kötü geliyordu gözüme. Yaşadığım bazı şeyler, çok anlamsız ve çok negatif yüklü geliyordu gözüme. Her bu yazıları yazmaya başladığımda da diyormuşum ki; bir sonraki seneden daha çok mutluyum, daha çok ümitliyim.

Yok arkadaş, ben 2023 yılından hiçte öyle büyük umutlarım, büyük hayallerim yok. Ben negatif yüklü mü oldum yoksa ben olgunlaşmaya mı başladım, bilmiyorum. Ancak bu sene yaşadığım şeyler, bana çok büyük hayat tecrübeleri yaşattı. Dünya’da yaşamanın ne kadar iğrenç bir yer olduğunu tekrar ve tekrar gösterdi. Bu yazı biraz uzun bir yazı olacak gibi hissediyorum 🙂 Bu sene belki de hayat boyunca unutmayacağım bazı tecrübeleri yaşattırdı bana. Bu anlarımın unutulmasını hiç istemiyorum. Bu satırlar belki de ömür boyu bana küpe olacaklar, hissediyorum.

Yeni Alan Adı 🥳🥹🤤

omerfarukozturk.com

Blog sayfamın eski alan adı ozturkomerfaruk.com iken artık omerfarukozturk.com olmasının sevincini yaşamaktayım. İsmimin çok yaygın olmasından dolayı bu isme sahip olmak gerçekten çok zor. İşin güzel yanı da boştaydı direk. 🙂

Okul Yolculuğunun Sonuna Geldik

omerfarukozturk.com

2017 hazırlık eğitimi ile başlayan üniversite macerasının sonuna geldim. Önümüzde ki birkaç gün içerisinde 2 tane final sınavına gireceğim ve bir de bitirme projesi sunumu sonrasında okul hayatım bitiyor. Düşünüyorum, akademik hayatımda kazanmış olduğum gerçek manada başarı var mı, sanırsam yok. Genelde başarısız geçen bir okul hayatım oldu. Sınavlardan pek yüksek alan bir öğrenci olamadım. Çalışmayı seven birisi olsam da, okul hayatımda bir istikrar gösteremedim. 1 sene mezuna kaldığımı da düşünürsek 7 sene sonra verilen emeğin sonuna geldim.

Okulda başarılı olan insanlara her baktığımda, hepsinin ortak gördüğüm tek bir özelliği vardı. Kod yazmayı çok sevmeleri değildi hiçbir zaman. O kod yazma dünyasına çok erken yaşta başlamalarıydı. Ben şuan okulu bitirirken, o insanların birinci-ikinci sınıftaki hallerinde ki gibi hissediyorum kendimi. Okul o aradaki farkı kapatmak için yoksa, neden var bu okul? 🙂Benim gibi yeni öğrenmeye başlayanların ise eğer bir arkadaş grubu yoksa, onlar gerçek manada facia oluyorlar. Tamamen arkadaş grubuyla doğru orantılı bir şey. Bunu çok iyi anladım. Okul hayatımda 2 sağlam arkadaşım olmasaydı ne ben bu sektörde barınabilirdim ne bu dersleri geçebilirdim. Birisi Fatih Hevesli, diğeri Yahya Bekir Canevi. Ömrüm boyunca unutmayacağım iki sağlam arkadaş.

Eskisehir Osmangazi Üniversitesi

Üniversite hocalarını ya ben değerlendiremedim ya da bir sıkıntı var gerçekten üniversitelerde. Ben artık bu siyasi muhabbetleri kurmak istemiyorum tabi ki, ancak üniversiteye başlarken çok büyük hayallerle geldiğimi hatırlıyorum. Ne okul klüplerinde aradığımı bulabildim ne derslerde aradığım sinerjiyi görebildim. Şimdi bunu üniversite hocalarına dediğimizde hepsinin dediği tek bir şey var. Burası meslek öğrenme yeri değil burası ilim öğrenme yeri. Ya iyi de ben sonunda üniversitede akademisyen olmayacağım neden sektörel bazda eğitim vermiyorlar ki? Ben 1978 yılında Intel tarafından üretilen 8086 işlemcisinde neden Assembly kod yazıyorum? Ne katacak bana bu?

Günün Sonunda

Günün sonunda baktığımızda 7 sene bir geçmiş var burada. Okulda bazı arkadaşlar var meslek lisesi çıkışlı. Genç yaşta kod yazmaya başlıyorlar. Üniversite sınavını kazanamıyorlar ilk başta ve dışarıdan DGS ile geliyorlar. Bu gelme nispeten daha kolay üniversite sınavına göre. Biz fizik, kimya, İngilizce ile boğuşurken o belki de piyasada kod yazarak kendini geliştiriyordu. Günün sonunda o çok donanımlı olurken, benim eğitim geçmişim ne işime yarıyor şimdi 😂 7 sene gerçekten çok uzun bir süre. Şimdi aynı şeylere değinmeyeceğim Üniversiteler Neden Gereksiz? diye uzun uzun yazdım ama eğer bir insan sizi yönlendirmiyorsa üniversite hayatınızda zaman su gibi anca akıp geçer ömrünüzden. 7 sene iOS alanında tecrübe kazansaydım piyasa da şuan belki de minimum maaşım 70-80 bin lira olacaktı günümüzün parasıyla. 7 sene ne demek ya çok korkunç zaman.

Evet bilgisayar mühendisliği hayatım 3.5 sene sürmüş olsada 1 sene mezuna kalmak, 2 sene hazırlık okumak maalesef sıkıntılı süreçler. Resmen bi 4 yıllık okul daha. Bilgisayar mühendisliği eğitimini çok hızlı geçmeme ve dersleri zorlanmadan kolay bir şekilde geçip 3 üstü ortalama ile mezun olsam da, hazırlık yıllarından bu kadar kolay geçemedim. Hazırlık en çok zorlandığım yıllar ya resmen. Mezuna kalmak vs. zordu resmen o süreç. Bu eğitim politikası gerçekten böyle mi olması lazım?

İş Hayatı

omerfarukozturk.com

Pandemi bitişinde kendimin gerçekten kocaman bir sıfır olduğunu bir kez daha anladım bu sene. Pandemi bitişinde çok çalıştım, çok çaba sarfetmeye çalıştım. Ancak bir şeyler sürekli ters gidiyordu. Bir şeyler sürekli istediğim gibi gitmiyordu. Bir şekilde okulumun teknoparkında bulunan bir şirketle çalışmaya başladım. Evet geçen senenin sonlarına doğru girdiğim şirketten bahsediyorum. Her şey çok güzeldi ama bir yandan çok kötüydü.

Yarıyıl tatilinde staj yapma fırsatı yakaladım. Devamında bahar döneminde Part-Time ve devamında yazın ise Full-Time çalıştım. Ne derece profesyonel çalıştım, ne derece yazdığım kodların bi değeri var bilmiyorum. Zaten tüm muhabbet burada başlıyor. Kendi seviyemin farkındaydım ben ve çok iyi bir yazılımcı değildim. İstiyorum güzel şeyler yazmayı ama şirket bir start-up mantığında bir şirket olduğundan dolayı, sürekli gelişen, değişen, rafa kaldırılan, raftan indirilen projelerle dolu işliyordu. Bu bir bakıma sıkıntı, bir bakıma güzeldi. Sıkıntıydı benim için çünkü şirkette bir düzen yoktu. Güzeldi çünkü çok büyük tecrübeydi.

Örnek vermek gerekirse

Ben mobil uygulama geliştiriyordum. Ben çok zorlandığım zamanlarda hep arkadaşım Yahya yardımıma geliyordu. Gerçek manada iyi algoritma yapıları kurabilen birisi. Tebrik ediyorum tekrardan. Böyle böyle uzun bir dönem geçirdik şirkette. Ancak zorlanabildiğim yapılar gerçekten benim zorlanabildiğim kısımlar mıydı, işte bu tartışılır olmaya başladı benim için. Yani zorlanmam normal mıydı yoksa beceriksizlik miydi? Bu soruyu kendime sormaya ve bu işte olgunlaşmaya başladığımın en güzel tecrübesiydi. İyi yanı ben daha 3. sınıftayken bunu anlamıştım.

Mesela dediğim gibi benim amacım mobil uygulama geliştirmek. Peki ben sadece mobil uygulama mı geliştiriyordum? Hayır. Tasarımını ben yapıyordum eğer tasarım beğenilmezse, tasarım yeniden yapılma kararı alınıyordu. Servis yapılarını ben kurmaya çalışıyordum. Bazen bir proje sıfırdan yapılması isteniyor ve mimari yapıyı ben kurmaya çalışıyordum. Döküman olmadığı için servisten gelen verilerin tamamını ben analiz etmek zorundaydım. Backend de bazen sıkıntılar çıkabiliyor Java-Spring tarafa kaymam gereken durumlar olabiliyordu. Canlıda ki uygulamalar Java ve Objective C de şuan ve onlar Flutter’a geçiriliyordu. Eğer canlıda bir uygulamaya hata tespiti gelirse, düzeltmesi gereken kişi yine ben oluyordum. Objective C ya da Java bilip bilmemek önemli değildi o an. Testler yazılmıyordu şirkette. Bir hata karşına çıkarsa çözmek zorundaydın. Yoksa hatalar sürekli artırıyordu. Ben çözmeye çalışıyordum ilk başta ama iş mantığını (Business Logic) bilemediğim için yapamıyordum. Sonra unutmuş imajı çekip kenera geçiyordum ama baya baya yapamıyordum o sorunları. Hayatımda ilk defa bu kadar büyük bir proje görmüştüm.

Bu ve bu tip gibi birçok noktalar vardı. Bu beni inanılmaz yoruyordu artık bir seviyede. Hele yazın Full-Time gelmeye başlayınca psikolojim dayanmıyordu artık çünkü ben Flutter yazma konusunda tecrübesizim kendimi geliştirmem gerekiyor bu alanda videolar izlemem lazım, dart ile ilgili algoritma soruları çözmem lazım biliyorum ama işte zaman kalmıyor. Akşam eve bi gidiyorum direk bayılıyorum. Bu ne dereceye kadar olabilirdi ki? Bir de stajyerler geldi yazın. Biz onlardan sorumluyduk. Daha ben bu şekilde kendimi iyi hissedemezken, onların gelmesi daha strese sokuyordu beni.

Benim için inanılmaz stresli gidiyordu iş. Sabah 8.30 mesai akşam 6.30 ayrılma. Eve gelip yemek hazırlama, bulaşık yıkama saat 9-10 oluyordu. Ne İngilizce çalışacak ne kendimi geliştirecek bir zaman oluyordu. Ne param vardı dışarı çıkabilecek ne de genel olarak gücüm oluyordu.

Sonuç Olarak

omerfarukozturk.com

Bu süreçler yaşanırken bir yandan da başka arkadaşlarla muhabbet ediyordum. Mesela TEB bankasında Android yazılımcı olan bir arkadaşım bulunmakta. (Oğuzhan) ve bir de ETS Tur da iOS takım lideri olan bir arkadaşım bulunmakta. (Kerim abi) İkisinin şirket politikaları, görev verilme şekilleri ve şirket için yönetimlerinin nasıl oluşu, verilen yan haklar ve maaşları. Beni gerçek manada etkiledi. Aldıkları maaşlar, yaşadıkları yaşam standartları, çevrelerinde ki insanların kültür seviyeleri…

Burada kariyerimi iOS uygulama geliştirmeye karar aldım. Bu karar anımı hiçbir zaman unutmak istemiyorum. Kurum kültürü olan büyük bir şirketin bir parçası olmanın ne demek olduğunu o an anladım. Neden iOS uygulama geliştirmek birazdan anlatırım ama iOS ‘un önemini o an anladım gerçekten.

Mesela onlar diyorlar ki mobil ekibi şöyledir. Bir tasarımcı olur Figma’da vs. çizim yapar verir. Birde backend ciler olur. Servisleri yazar. Senin görevin orada yapbozu birleştirmektir. Girdiğin ekipte bir kültür varsa yazılım konusunda. Ne seviyede kod yazacağın vs. bellidir öteye gitmez. Kodları gözlemleyen (Code Review) birileri olur. Daha efektif kod nasıl yazılır sana anlatırlar. Testçiler olur. Kodun da hata varsa söylerler. İnceleyebileceğin her zaman çok fazla profesyonel kodlar olur. Sürekli kendini geliştirirsin. Boğuşma çok fazla yaşamazsın. Ya bu sözler benim yaşadığım hayatta nasıl da elmas değerinde bakabilir misiniz?

Neden iOS

Flutter’dan o zamanlar çok keyif alıyordum. Ancak bir yere kadar gerçekten. KYK borcum açıklandı 100 bin lira borç. (Tabi bu konuya da değinmeden geçemeyeceğim. Daha sonra 32. bin liraya düştü 🥹) Şirketten kazandığım ücret o zaman asgari ücret. Eskişehir de kira ve normal yaşam masraflarını düşünüyorum gerçekten para yok. Kabus gibi zamanlar.. İnternette bakıyorum Android ya da iOS iş ilanlarına yüzlerce var. Flutter yazıyorum. O zaman hatırlıyorum sadece 3 tane ilan vardı. Abi Flutter çok iyi gerçekten ama 3 ilan sadece.

iOS da Kerim abiyle konuşurken ya da Oğuzhan’la konuşurken gaza gelmemek elde değil. Şirketlerin sağladığı yan haklar, imkanlar vs. gerçekten muazzam. Gaza gelmemek imkansız. Yani bir şirkette Android ile iOS yazılımcı da ikisi de aynı seviyede olsunlar iOS her zaman daha değerli oluyormuş. Kazandıkları maaş bile fark ediyormuş. Bunun tabi en büyük sebebi ülkemizde iOS geliştirici çok daha az çünkü Mac bilgisayarlar, iOS telefonlar pahalı. Öteki tarafta herhangi bir Windows bilgisayar olsun Android kod yazabilirken iOS da kod yazmak kolay değil.

Burada hem rekabet az hem iOS geliştiriciler değerli ve aranan insanlar. Bu durumda Android’e yatırım yapmak yerine iOS’a yatırım yapmak daha mantıklı. Hem okulda Mobil Programlama dersinde Java ile Android uygulamalar geliştirmiştik ve ben çok fazla keyif almamıştım. İnternette iOS videolar daha keyifli. SwiftUI zaten Flutter’ı anımsattırıyordu.

Düşündüm, taşındım imkanları değerlendirmeye başladım. Windows’a macOS kurucam abi. Sonra aradan biraz zaman geçti Pozitif Teknoloji internet sitesinde baktım 12 taksit imkanı tanıyorlar. Cebimde ki para ne kadar şu kadar. Tamam abi alıcaz bunu. Kafaya koydum! Son kuruşuma kadar aldım bu riski. Bir Mac bilgisayar aldım kendime 12 taksitle. Ağustosun son günlerinde. Artık niyetim de, amacımda belli. Eylül ayı için şirketten ayrılma kararı aldım ve odağım tamen iOS.

Artık iOS Developer

omerfarukozturk.com

Aldığım gün iOS öğrenmeye başladım. Kursları taradım, Youtube kanallarına baktım. Bismillah dedim başladım. Ula bu bilgisayar çok farklı. Klavyesi bile farklı. Neyse abi, Github da yeşillik artırmaya başladım. 1 ay sonra Ekim de Vakıfbank iOS Swift Bootcamp programını gördüm. Patika.dev de. Başvurmam lazım dedim. Onun için güzel bir blog yazısı yazdım. Okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Gitmek için tıklayabilirsiniz. Elemeleri geçtim ve eğitim sürecine dahil oldum. Youtube’da öğrenemediğim, internette öğrenemediğim her şeyin temelini orada öğrendim. Her manada bana büyük tecrübe oldu. 8 hafta dolu dolu geçti. Aldığım kararın sonuna kadar arkasında olduğumu ve ne kadar da doğru bir karar verdiğimi bir kez daha anladım. Bootcamp sonunda Vakıfbank da iş imkanının olup olmayacağı hala belli değil ama ben asıl amacıma kavuştum. Orada staj teklifini sundum ve kabul ettiler. 2023 ün ilk güzel haberi bu oldu benim için. Artık yavaş yavaş iOS Developer kimliğimin altını doldurma zamanı. Azimle çalışma zamanı.

Uzun bir yazı ha 🙂

Kolay değil abi. Seneye nasıl başladım ve şimdi nasıl bitiyor. Giriş gelişme sonuç tadında bir tecrübe yılı. En dibe vurmuş olduğum zaman dilimimde var şimdi en zirveyi de yaşıyorum bu seneyi (kendi içimde tabi) Hayat gerçekten bir şeyleri bir yerlerden alırken, seni bir yerlere hazırladığını düşünüyorum artık. iOS dan şuan son derece mutluyum. Eğer bir işim olursa ilk işim iPhone almak. Daha hayatımda hiç iPhone kullanmadım. 😂 Ama günün sonunda çok güzel bir yıl oldu. İlk defa para kazanma keyfini yaşadım. İlk kazandığım parayla kendime Ney aldım felan. Onları hobiler kısmında anlatım detaylı 😇

Hobiler

omerfarukozturk.com

Müzik

İş hayatında para kazanmaya ilk başladığımda Part-Time süresinde, kazandığım ilk parayla kendime Mansur Ney satın almıştım. Aldığım para alır almaz direk Ney’e gitmişti. Fiyatı da 2000 TL. Maaşım direk eridi. 🙂 (Kazandığım para 2 bindi evet. Sırf ömrüm boyunca unutmayım bu hareketi diye girdik bu riske 😂) Ancak bunun getirdiği mutluluğu başka kim verebilir ki? Mart ayına kadar güzel bir şekilde Ney üflerken maalesef mart ayından itibaren Ney’i rafa kaldırmak zorunda kaldım. Mart ayında İngilizce kursuna yazılmaya başladım ve hayatım gerçek manada yoğunluğun içine girmiş durumda oldu. Yazın şirkette Full-Time çalışmaya başladım ve şirket yoğunluğu da eklenince hiç zamanım olmamaya başladı. Bu maalesef kötü bir şey tabi. Şimdi aralık ayı bitti bitecek ve ben hala ney üfeleyecek zamanı bulamıyorum. Keşke ev ortamım vs. müsait olsa da üflemeye çalışsam. Ancak, ona da sıkıntı şu: 1+1 evler, kağıttan duvarlar…

Oyun

Macbook bilgisayara geçtiğimden beri oyun oynayamıyorum 😂 En son ağustos ayında CS GO’ya girdim sonrasında yok, maalesef. Gerçekten özledim CS oynamayı be! Geforce Now satın aldım, o da güzel sardı ama oyun oynayacak vaktim olmadığı için o da tabi olmadı. Bir de GeForce Now’da CS oynayamadım 🫠 Anlık pingler çok fazla oluyordu. BattleField 5, Star Wars, CyberPunk felan denedim. Yani, zevkli tabi oynaması ama bu sene oyunlar pek fazla sarmadı beni ya. Bu sene yaşadığım acı tecrübeler ile pek oyun oynama zevkini içimde hissedemedim 😂. Belki seneye para kazanmaya başlarsam Playstation almayı düşünüyorum. Yıllık abonelik ücreti varmış onunda. Mantıklı geldi doğrusu.

Kitap

Kitap neredeyse hiç okumadım bu sene. Evet benim için gerçekten kötü bir şey bu. Yurtta kaldığım negatif süre zarfında, yazın iş hayatında geçen olumsuz süreçler zarfında kitap okuma alışkanlığımı çok kötü bir şekilde kaybettim. Ancak inanıyorum ki, çok ciddi bir şekilde toparlayacağım ve hayallerimde ki, kitap projesi için tekrar çalışmalara başlayacağım. Kitap listesi oluşturdum. Yazıyorum buraya. Kitap okumadığımı vurgulayarak bir haltmış gibi anlatmak için yazmadım buraya ama bununda kayda geçmesini istiyorum çünkü gerçek manada yanlış bir şey.

Dizi, Film, Belgesel

Dizi, film, belgesel de izlemedim pek. Oturup hiçbir şey izleyesim olmadı bu sene. İzlediğim bazı güzel şeyleri de blog yazısı yazım dedim, notlarımı aldım ancak devamını getirip de bir şeyler yazamadım pek. Doğal olarak buradan çıkan sonuçta da, blog yazmayı çok boşladım. Ancak zamanla yine artıracağım var güzel birkaç eser.

Blog

Blog yazmak benim için bir hobi gibiydi. Ancak bunu da boşladım çok fazla. Gezdiğim yerler olmadı mı, çok güzel oldu. Didim, Pamukkale vs. Güzel yerler, anlatılacak şeyler hep not defterimde başlık olarak kaldı. Boş zaman mı bulamadım kendi içimde, yoksa yazacak gücüm mü yoktu bu sene hiç bilmiyorum. Önce açıklarımı kapatmam lazım sonra tekrar yaşadığımız güzel tecrübeleri blog da yazmaya başlamam lazım.

Sosyal İlişkiler ve Arkadaşlıklar

omerfarukozturk.com

Yedi Güzel Adam diye bir dizi vardı. Bilmem hatırlar mısınız, bu diziyi. Bu dizi de güzel bir sözü hala hatırlarım. “- Herkes kendi alemini okuyup, herkes kendi alemini yazıyor.” “+Bazen o alem canımızı okuyor ama” – “Haklısın. Alem senin canını okuduysa sende alemin canını yaz. O zaman alame galip gelirsin.”

Bu sene insanlardan en uzakta olduğum sene oldu benim için. Belki 2022 başlarında böyle değildim ama 2022 sonlarında artık görüştüğüm insan sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor oldu. Bunun bazı sebepleri var anlatabileceğim ama peşinen söylemeliyim ki, mutluluğun bu olduğunu çok geç anladım.

Yurt Macerası

3. sınıfın bahar döneminde yurtta kalıyordum ve yurttan kovulma durumunu yaşadım. İsmini vermek istemediğim bir yurtta, dünyanın belki de en aptal yurt müdürüne rastladım. Eskişehir il sorumlusuna şikayete gittim zerre kadar umursanmadım. Tüm yurt bu aptal adamdan şikayetçiydi ama kimse sesini çıkartamıyordu. Unutmayacağım bir anı daha işte. Ben sabah 7de kahvaltımı yapıyor, 8.30 da mesaiye gidiyor ve akşam 7 de yurtta oluyordum. Yurt müdüründen tek istediğim bir şey vardı. Ben akşam yemeğimi ikinci öğretimlerle beraber saat 9 da yemek yiyim. Bu zor bir şey mi gerçekten? Yetişemiyordum akşam yemeği saatine ve evet bunun için tartıştım. İkinci öğretimlerle yemek benim hakkım değilmiş.

Ben İngilizce kursuna gidiyor, Ney kursuna gidiyor, okul derslerini hallediyor bir yandan da her yazılımcının okurken yapmak istediği şeyi yapıyor yani bir teknopark şirketinde çalışıyordum. Bunun sonucunda bu aptal müdürün tek dediği benim için bir kafede garson olmaktan farkın yok. Sonuçta para kazanıyorsun bu yurtta para kazananlara, çalışanlara kalınma hakkı verilmiyor. Nasıl da ezmişti beni.

Diyor ki bana, Ömer neden battaniyene kılıf geçirmiyorsun? Anlamadım dedim. Yurdun düzenini bozuyorsun dedi. Ben mi bozuyorum dedim? Yurtta odamdan çıkmayan birisiyim ve tamamen kendimi geliştirmeye zaman ayırıyorum ama aptal bi yurt müdürü çıkıyor saçma sapan konuşuyor. Ben de yurttan ayrıldım arkadaşın yanına geçmiştim. Gerçekten böyle insanların varlığı bu ülke adına artık utanç verici.

Ancak şunu bir kez daha anladım ki. Eğer bir insan bizim canımızı sıkıyorsa ve biz o insanı oradan gönderemiyorsak, yani şikayet ediyorum ben suçlu oluyorum böyle bir şey olabilir mi ya. Bana resmen Mobbing tarzında yaklaşıyor ve hiçbir şey yapmadığım halde. Evet biz o insanı gönderemiyorsak ben oradan uzaklaşırım. İnsanın kendi huzuru tüm her şeyden önemlidir. Bunu bir kez daha anladım.

Arkadaşlar

Aynı zamanda çevremdeki arkadaşlardan en uzaklaştığım yıl bu yıl oldu. Belkide az konuşmayı, konuşmamaya tercih ettiğim onlarca insan olmuştur. Hem bir yıl içerisinde 3-5 kez göreceğim insansın hem de benim canımı mı sıkacak sözler mi söylüyorsun. Bir daha konuşmayız olur biter, mantığında oldum bu sene.

Benim aldığım bazı kararlarda, yaşadığım bazı tecrübelerde bir insan kendi fikrini bana söyleyebilir ama benim ne yapacağıma, neler söyleyeceğime saygı duymak şartıyla. Ben de senin düşüncene saygı duymak zorundayım tabi. Ancak, aylar yıllar sonra görüşmediğin birisiyle empati kurmadan konuşmaya çalışan birisi varsa karşımda saygımı haketmiyordur.

Bunu en iyi hayatımda şu şekilde gördüm. Bir insan hep kendi insan profilinde ki tiplerle arkadaşlık kurarsa o kadar kendi düşüncesine dogmatik olarak bağlandığını tespit ettim. Bir insan ne kadar farklı tipte insanlarla muhabbet ederse o kadar vizyonu geniş, ufku açık ve o kadar empati dolu olduğunu gördüm. Benim düşünce yapımdan çok uzakta birisine ben derdimi anlatıp dertleşebiliyorken, aynı düşünce yapısına sahip bir insan çok katı kurallarla beni eleştirdiğini gözlemliyorum. Bu gerçekten çok tuhaf bir şey. Öyleyse yapılması gereken belli, kim kendini çok zeki sanıyorsa, kim kendini en doğru zannediyorsa benim onlarla işim olmaz, olmamalı.

Dr.RedPill

Bir de Dr. Red Pill keşfettiğim en iyi kanallardan birisi oldu bu senenin sonlarına doğru. Keşke daha önceden görmüş olsbaydım. Kadın-Erkek ilişkilerinde söyledikleri muazzam. Burada bu meselelerime girmek istemiyorum. Kırmızı hap alma yolunda devam ediyorum sadece 🙂

Sonuç olarak

Kabuğuma çekildim. İnsanlardan uzaklaştım. Daha çok kendimi geliştirmeme baktım. Instagram hesabımı tamamen kapattım sosyal medya hesaplarından çekildim. (Bi Linkedin 😏) Eskiye dair WhatsApp gruplarından tamamen çıktım. Çevremde sadece samimi olduğum insanlarla muhabbet etmeye çalıştım. Sonra şunu farkettim muhabbeti kestiğim hiçbir insan, hiçbir insan bana geri dönüş yapmadı. Kimse hal, hatır sormak için yazmadı, aramadı. Demek ki neymiş, muhabbet için benim insanları tetiklemem gerekiyormuş. E bu arkadaşlık olmuyor ki!

Ben yazın çok stresli bir dönem geçirdim. Hem maddi kaygı, hem gelecek kaygısı hem vs. vs. neyse. Ben bu yaz diliminde muhabbet kuramadığım kim varsa onlara karşı uzaklaşma kararı aldım. Evet biraz önyargılı bir cümle. Ancak insan şunu anlıyor. Arkadaş sadece iyi gün arkadaşı mıdır? Bende kabuğumdayım artık.

Kurulan arkadaşlıklar çok hızlı değişmekte çevremizde. Bu bir bakıma güzel bir şey çünkü fazla insan tanıyorsun. Farklı bakış açıları kazanıyor ve kendinde tecrübeler oluşturuyorsun. Bu yüzden artık kimseyi kafaya takmıyorum. Ne demek istiyorum 🙂Birisi alınırmış, alınmazmış. Arkadaş edinmek çok güzel bir şey, ancak muhabbet fazla olsun olmasın gerek duymuyorum artık.

Eskiden samimi olduğum arkadaşlarımında muhabbeti yeni tanıştığım insanların ötesine geçmiyorsa, onlarda zamanla silinip gidecektir.

2023 Yılındayız Artık – Hayaller, Beklentiler

Leyla ile Mecnun

Paylaşmasam olmazdı 😂2023 neymiş bee!! Geldik bakalım sonunda 2023’e. Sürekli 2023, 2023, 2023 diye diye geldik. Bakalım hayatımızda neler değişecek şimdi merakla bekliyorum.

Benim bu sene en büyük amacım iOS uygulama geliştirme alanında bir kariyer yapmak ve kurumsal bir firmada çalışmak. Bu kurumsal firma sayesinde çevremde ki insanların belirli bir kültür seviyesinde olmasını çok istiyorum. Egoist insanlardan (bilhassa yazılımcılardan) uzak, muhabbeti seven insanlarla beraber çalışabilmek için kurumsal bir firmanın ismi altında bulunmak istiyorum. Bunun için mükemmel bir yerden başlıyorum. Vakıfbank da gerçekleştireceğim staj sayesinde çevre kazanabilmeyi umut ediyorum. Devamında iş olur olmaz bilmiyorum gerçekten ama benim orada beklentim gerçekten insan kazanabilmek.

Bu seneye kadar hep İngilizce, İngilizce dedik dedik ama bu sene İngilizce için tam manasıyla yatırım yapma zamanı gerçekten. Eğer maddi gücüm olursa Cambly, OpenEnglish gibi yerlerede başvurmayı düşünüyorum. Yurt dışına çıkmak maalesef çok güç durumda şuan benim için ama imkanları zorlayıp İngilizce için akıcı seviyede konuşmaya başlamak en büyük amacım şuan benim için.

Akıcı seviye demişken birde okuma yapmayı artırmayı planlıyorum. Kitaplar alıp okumayı istiyorum. Bunun için bazı güzel bilim kurgu serileri alarak İngilizce kelime bilgimi artırmayı planlıyorum.

Maalesef hobi olarak Ney’e ara vermem bir süre daha devam edecek gibi duruyor. En yakın zaman dilimi Nisan-Mayıs gibi duruyor. Bu tam olarak 1 sene ara vermem demek olacak ama maalesef bu çok üzsede beni yapmak zorundayım. Ancak devamında tekrar bir kursa yazılmayı planlıyorum.

İstanbul’da geçireceğim bu minimum 3-4 aylık sürede İstanbulu gezmek, orayı tanımak istiyorum. İstanbulu hiç tam manasıyla gezememiştim. İstanbulu hissetmek istiyorum. Ayasofya da namaz kılmayı dört gözle bekliyorum.

Kampa gitmeyi özledim. Çanakkaleden beri hala çıkamadım bir yerlere. Artık izin vakitlerimde alıp sırt çantamı gitmek istiyorum. Eğer uzaktan çalışma fırsatını ben de yakalayabilirsem alıp bilgisayarımı uzaklara gitmek istiyorum.

2023 de beklentilerim ve hedeflerim bu şekilde. Siyasi olarak hiçbir şey söylemek istemiyorum. Dolar ve enflasyon bazında yorum yapmak istemiyorum. İnsanlarımız hakkında yorum yapmak istemiyorum. Ben sadece kendi yaşadığım hayatın beklentilerinde ve hedeflerindeyim. Benim tek hedefim var şu hayatta çevremdeki insanların kültür seviyeleri yüksek olsun. Ülke bazında bir şeyler istemiyorum.

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Yazar

İnsanların hayatlarına dokunan uygulamaları geliştirmeyi seven bir iOS yazılım geliştiricisi.

İlgili Yazılar

2 yorum

Allah yolunu açık etsin. Başarılar.

Yanıtla
Ömer Faruk Öztürk  -  18/03/2023 / 08:30

Çok teşekkür ederim, değerli dostum.

Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.

Kayıt Ol

VEYA

Zaten üye misiniz? Giriş Yap

Giriş Yap

VEYA

Henüz üyeliğiniz yok mu? Kayıt Ol