Tam Bir Hayal Kırıklığı – Work and Travel

İnsanın hayatına büyük dokunuşlar yapan, başından sonuna kadar insana çok şey öğreten, ilk başta insanın cebinden çok fazla para çıkarsa da sonuna kadar değerdi be abi dediğin program, Work and Travel neden benim tam bir hayal kırıklığım oldu? Ne yaşadım da hayatımın en büyük hayal kırıklıklarından biri olarak hafızamda yer edecek oldu? En baştan başlayalım.

Work and Travel Nedir? Kimler Başvurabilir?

• 

Work and Travel programında yaklaşık 3 ay çalışıp para kazanabileceğiniz sonra da o parayla gönlünüzce gezebileceğiniz, doyumsuzca alışveriş yapabileceğiniz veya paraları Amerika’da harcamadan Türkiye’ye geri getirebileceğiniz bir program.

Keşke bu programa herkes katılabilse ancak belirli şartlar var. En temel şart üniversite öğrencisi olmak. Ancak AÖF okuyanlar, 2 yıllık önlisans okuyanlar bu programa katılmaya hakları yok malesef. Lisans veya Lisansüstü öğrenci şartı aranmakta. Yaş sınırlaması ise 18-30 arasındadır.

Tabi bu şartlar da yeterli değil. Örneğin bu program için çeşitli mülakatlara giriliyor ve orada İngilizce konuşabiliyor olduğunuzu göstermeniz gerekiyor. Aynı zamanda not ortalamanız 2 ve üzeri olması lazım. Detaylı bilgileri az aşağıda göreceksiniz. Sırasıyla anlatıyorum süreci. 🙂

Benim Maceram Nasıl Başladı? (Nasıl Bittiğinden Ziyade)

• 

Work and Travel programını ilk duyduğum zamanlar benim orta okul zamanlarımdı. Bu zamanlarda kuzenim Amerika’ya gitmişti ve bize fotoğraflarını gösteriyordu. Tabi o zamanlarda bir çocuğun gündeminde ne varsa benim de o vardı ve şu fotoğraf işi gösterme bitse de bende oyunlarıma geri dönsem diyordum 😀

Ciddi ciddi ne zaman başladı bu sürecim derseniz, Üniversitede İngilizce hazırlığı tekrar okurken sınıfımızdan bir arkadaşımızın gideceğini öğrenmiştim. Onun sayesinde programın işleyişini öğrendim, Bu sayede bu program hakkında çok fazla bilgi öğrendim. İnsan yakın arkadaşların ve çevresinden böyle şeyleri duyduğu zaman anca insan kendi içinde yapmaya karar verebiliyor.

Benim hazırlık yıllarım çok kötü geçmişti. 2 sene boyunca her gün rutin mi geçerdi hayat?.. Evet, Üniversiteye başlarken alfabeyi bile okuyamıyordum doğru. Ancak her geçen rutin günler beni hayattan soğutmaya yetmişti. Farklı bir deneyim olsun gerçek bir deneyim olsun amacıyla sağlam bir şey yapmak istiyordum. Ne yaptın derseniz? Tabi ki Work and Travel 🙂 Tek başıma kayıt olmaya gittim.

Sıra Şirket Bulmada. İyi Bir Şirket Nasıl Bulunur?

Sırf bu başlık için internette onlarca ayrı sayfa açıldığını gördüm. Şirket seçimi yapmak aslında bu kadar zor bir şey değil. Gelin madde madde açıklayım.

Şirketin tecrübeli olması lazım. Uzun zamandır bu işi yapıyor olması lazım.

Kuzenimin tercih ettiği şirkete gittim ilk başta. Kuzenim 2010 yılında gitti ve sizden çok memnundu dediğim de kuzenimin bilgilerini istediler. Kuzenim Amerika’da nereye gitti, nerede çalıştı her şeyi söylediler bana. Dedim ki 10 yıldır bu bilgiler sizde hala varsa siz tecrübeli bir şirket olmalısınız. Kullandığı ifade de aynen şuydu:

1999 yılında Work and Travel programı Türkiye’de başladığında bu işi yapan 15-20 şirket vardı şimdi 3-4 kat artmış bu durumda. Bizim şirketimiz en başından beri bu yolda ve her bir öğrencisinin değerini biliyor durumda. Bu konuda için rahat olsun. Evet sizde içiniz rahat bir yeri tercih etmelisiniz.

Bir şirketin size garantici değil gerçekle yaklaşıyor olması lazım.

Kayıt olurken Work and Travel danışmanım bana hiçbir zaman garantici olmadı. Siz, siz olun bu tip garantici şirketlerden uzak olun. Size garson olur 15 bin kazanırsın, şunu olur bu kadar kazanırsın gibi hiçbir şeyi söyletmeyin, inanmayın. Böyle bir dünya yok. Her an her şey olabilir. Evet danışmanım hiçbir zaman garantici olmadı ama bana bahsetmediği çok şeyde vardı.

Ben biliyordum orada nasıl bir ortamla karşılaşabileceğimi. Yani bu program kültürel değişim programıdır. Orada farklı milletlerden insanlar olacak ancak orada ki amaç bu değil tamamen para kazanma olacak. Biz baya vasıfsz işçi olarak gideceğiz. Kimimiz markette kimimiz restoranda çalışacak. Kalacağımız yerler ya çok kişilik olacak yada az kişilik vs vs. detayları az sonra sizde okuyacaksınız. Ancak hiç de istenilen gibi olmadı.

Sunulan işlerde çeşitlilik önemlidir.

Şirketinizin ne kadar çok çeşitlilik size sağlayabiliyorsa sizin için o kadar avantajdır. Benim tercih ettiğim şirket nerdeyse istediğim eyalet de ve istediğim işi bana sunabilecek şekildeydi. Ben Montana istemiştim ve Housekeeper olmak istemiştim. Çok hızlı bir şekilde ayarlayabilmişlerdi.

Bazı önemli meseleler daha var.

Şirketiniz size sağlık sigortası yapması lazım. Uçak biletinde vs tecrübeniz olmayan çoğu şeyde yardımcı olması lazım. Orada iş seçerken konaklamanızı vs ayarlaması lazım. Yani seçeceğiniz şirket size tam bir destek olması lazım. Sizin paranızı alıp sizden uzakta kalmaması lazım. Amerika’da durumunuzu kontrol etmesi lazım. Hatta yapabiliyorlarsa bizzat sizi orada görüp sizin iyi olduğunuzu anlaması lazım.

İş Seçimi ve Eyalet Seçimi

Daha önce Montana’da housekeeper olmak istediğimi söyledim. Şimdi bunun detaylarını anlatayım size.

Work and Travel programına gitmek isteyenler 3’e ayrılır. Tamamen para kazanmak istiyorumcular. Günlük 3 iş de çalışırım ve haftasonu dinlenmem. Bu kadar para bir daha kazanamam ben. Tüm imkanları zorlamam lazım diyenler. Gezmek istiyorumcular. Buraya bir daha gelemem kazandığım ve buraya gelmek için harcadığım her bir paranın hakkını vermem lazım. Paramın son cent ‘ine kadar harcamam lazım diyenler veya her ikiside olsuncular.

Ben her ikisinden de olmasını istiyordum. Mesela housekeeper işi düzenli bir iştir. Nerede kaç saat çalışacağın bellidir. Can kurtaranlık da yağmur yağar işin iptal olabilir, lunapark da bir şey olur iptal edilebilir. Ancak housekeeper de her şey düzenli. Saat 3 de işin bitiyorsa o saat işin biter bende 2. işimi bu şekilde rahat çalışabilirim diye düşünüyordum.

Eyalet seçiminde ise asla California, New York gibi eyaletleri seçmeyin. Bu eyaletlerde vergiler hem fazla hemde çok fazla Türk’lerle denk gelme ihtimaliniz var. Montana’da ise vergi oranı yüzde sıfır 🙂 hemde çok Türk gitmiyor buralara.

Ayrıca Montana’da doğa mazaraları harika, insanları sıcak kanlı, ikinci iş imkanı fazla. Kalabalık insan topluluğu yok. Kimisine göre eğlence sektörü yok. Yani çok fazla barlar discolar vs vs. Yani bana hitap etmeyen şeyler.. Benim için her şey on numaraydı ve burayı seçtim.

CIEE Mülakatı

Geldik ilk gerçek mülakata. Daha önce şirkete kayıt yaptırırken ufak bir mülakat yaptılar. İsmin ne, baban ne iş yapıyor, kendini tanıt tarzı basit sorulardı.

Sınavlarla cebelleştiğim bir anda bir mail geldi şu gün şu saat mülakatınız var 😀 İlk düşündüğüm ben özel bir yurtta kalıyorum ve 240p zor video izliyorum. Ne yapmam lazım 🙂 Zaten bu günden sonra bir daha yurt da kalmak istemedim ya. Neyse o gün arkadaşımın evine gittim.

Mülakat 16.40 daydı ama 18.00 ‘a kadar başlamadı. Bekliyoruz öylece. Mülakat Skype üzerinden olacak ama tek yapabildiğimiz beklemek insan stres oluyor. Mülakat ise çok kısa ve basitti.

İsminiz, nerede okuyorsunuz, daha önce iş tecrübeniz var mı, housekeeper nedir ne iş yapar gibi genel geçer sorularla tek amaçları İngilizcemi kontrol etmekti. En sonda da sorunuz var mı diye sordu. Bende sormuştum gerçekten Montana’da haziran ayında veya ağustos da felan kar yağıyor mu diye. Evet hazırlıklı gel demişti 🙂

Skype mülakatı böylece bitmişti. Sıra bir sonraki aşamadaydı.

Pasaport Alımı Hakkında

Öncelikle pasaport almadan önce şunları söylemem lazım ki hangi pasaportu alırsanız alın vize mülakatına girmek zorundasınız. Pasaport türünün resmiyette bir önemi yok gidebilmek için. Ayrıca work and travel için ABD’ye gidecekler için pasaport harcı istenmiyor. Yani sadece defter bedelini veriyorsunuz ve onunla gidiyorsunuz. O yüzden içiniz rahat olsun.

Babam memur ve yeşil pasaport alma hakkım var. En büyük hayalim ise 2 defa WaT programına katılmak oradan gelen paralarla bir Avrupa turu yapmaktı. Yaşım 22 ve 25 yaşını bitirmeden yeşil pasaport hakkını kullanabilmemdi. 160 ülkeye vizesiz giriş hakkım var. 160 ülke gezmek…. Harika bir şey. Tabi bu kadarı olmasa da Avrupa’yı gezmek, Amerika kıtasını gezmek istiyordum.

Yeşil Pasaport Alımı Hakkında

• Babam memur olduğu için, 25 yaş altında öğrenimime devam ederek aile yakını olarak aldım. Öncelik şart bu tabi ki aile yakını olmak..
• Talep formu ve Talep formunun onayı (60 gün geçerli olan)
• Nüfus cüzdanımın aslı
• (Varsa önceki pasaportlar) benim ilk pasaportumdu.
• 2 Adet biometrik fotoğraf
• Defter bedeli dekontu

Konsolosluk Vize Mülakatı – J1 Vizesi

ABD konsolosluğunda vize almak gerçekten çok kolay. Hiç abartılacak bir şey yok. Benim en azından tecrübem o şekilde oldu. ABD konsolosluk çalışanlarının istediği 3 madde var. Bana bu 3 maddeyi ispatla diyorlar. O 3 madde de oraya ne zaman gideceksin, orada ne yapacaksın, oradan ne zaman döneceksin? Bu kadar basit olay.

Yani size danışmanınız bazı belgeler verecek. Bu belgeler sizin WaT kapsamında ki hayati öneme sahip belgeler. Bu belgeler sayesinde siz çok ama çok rahat bir şekilde alabileceksiniz vizenizi. Ardından sadece size karşı yöneltilecek soruları heyacanlamadan, sakin bir şekilde cevaplamanız.

Ben 1. sınıf olduğum için benim vizem 20 saniye sürmüştü. Gerçekten 20 saniye. İsmin nedir, orada ne iş yapacaksın, Montana hakkında ne biliyorsun? Bu kadar.. İyi de sen 1. sınıfsın felan filan demeyin. Hiçte öyle değil gözümün önünde son sınıflar 20 saniye de aldı geçti. Hepte dönen bir hikaye var. Atıyorum 6. vezne de mülakat olursan çok zor sorarlar felan. Yok öyle bir şey hepsi aynıydı.

(Bir parantez)

Hele birisi vardı ben şok olmuştum. Türkçe okunulan bir bölümde 4. sınıfta olmasına rağmen ortalaması 1.90’dı ve konsolosluğa girmeden önce de elinde de bir a4 kağıdında yazı yazıyordu ve onları ezberlemeye çalışıyordu. Şunu sorarsa bunu söylerim, bunu sorarsa şunu söylerim diye. Ne oldu dersiniz? 20 saniye de oda aldı ye la. 🙂 Gerçekten çok garip. Ben gerçekten en az 10 dakika konuştururlar diye düşünüyordum onu.

Neyse konu dağılmadan en sonda da ABD ‘de ki haklarını biliyor musun diye sordu. Bunu mu diyorsunuz? Evet çok iyi biliyorum demiştim. Biraz tebessüm etmişti 🙂 ve Ardından o beklenen cümle geldi. “Your visa has been approved!” 🙂

Aslında bunun olayı çok farklı. Size bu haklar verilmiyor ben ilk girişte bizi kontrol eden kısımda 2 Türk genç vardı. Bizim evraklarımızı kontrol ediyorlardı. Masada da bu haklar vardı. Dedim abi alabilir miyim bunu. Al dedi al rahat ol kardeşim dedi 🙂 Üstüne bir de sohbet ettiydik baya. Sizde girişte ingilizce olarak haklarınızı alın. Mülakat esnasında gösterirsiniz.

• 

ABD Ankara konsolosluğu acenteye çok yakındı ve ardından oraya gittim. Gittiğimde danışmanımın bana söylediği tek şey. Ömer bavulunu hazırla ve sadece bekle. Artık hiçbir şey kalmadı sana mani olacak 🙂 deeeerken

İşte Başlıyor Work and Travel Hayal Kırıklığı

Tahmin ettiğiniz üzere tabiki de korona virüsten dolayı Work and Travel’a gidemeyişim ve bir daha gidemeyecek oluşum. Daha doğrusu bir daha zor öğrenci yıllarında yurt dışına çıkacak oluşum….

İlk başta isim soruşturmasına alındım. Bu isim soruşturması aslına bakarsanız normal bir süreç. İsmi yaygın olanların genelde soruşturulduğu güvenlik amaçlı bir şey. Genelde 2-8 hafta arası sürüyor. İnternette ek doldurmanız gerekenler var vs. Sadece bekleyerek geçirdiğin bir soruşturma. Ancak ben bu soruşturmanın 3. haftasındayken Korona Türkiye’de ilk vakasını gösterdi ve olanlarda olmaya başladı.

(Normal güvenlik soruşturmasına mülakat esnasında da öğrenebilirsiniz. Size beyaz kağıt değil bu yeşil kağıdı verirler(veya farklı bir renk aynı amaç ama). Ancak bana vizem onaylandı denilip pasaportum istenildiğinde, ve pasaportumu almak için ptt ye gitmelisiniz denildiğinde ben o an orada öğrenmiştim. Yani pasaportumun içine konulup verilmişti bu yeşil kağıt 🙂 bende bu pasaport niye boş diyordum.)

Benim şirketimden hiçbir açıklama yapılmadı. Bizi bilgilendircek hiçbir şey olmamaya başladı. Mart bitti açıklama yok. Nisan bitti açıklama yok. Mayıs ayının sonlarına gelmeye başladık yine açıklama yok. Danışmanımı ne zaman arasam Ömer bende sizin gibiyim benimde bildiğim ek bir şey yok demeye devam ediyorlardı. Taa ki Mayıs ayının son günlerine doğru bir zamana dek.

Danışmanım beni aradı ve dediği ifade aynen şu oldu.

Ömer WaT programında işin iptal edildi. Sana yeni iş ayarlıcaz.

Olayları en başa saralım. Bakın burası çok önemli. Mayıs ayından bahsediyoruz. Uçak biletleri alınmış, kalacağımız yer belli olmuş, çalışacağımız yerde saatlik ücretimize kadar her şey belli olmuş ama bize deniliyor ki Ömer işin iptal oldu. Niye??? Korona virüsten dolayı işveren J1 vizesi olan öğrencileri almak istediğini vurgulamış. Sonuç?? Bende şunu demiştim onlara:

“Danışmanım ben de virüsten dolayı gitmek istemiyorum. Amerika’da karantinaya girebilirim. Para kazanamadan orada ne yapabilirim bilmiyorum. Her şey çok belirsiz. Bu belirsizlik sürecinde Amerika’ya gitmemin doğru olduğunu düşünmüyorum.” dedim. O ne dedi? “Literatür de program devam ediyor eğer iptal etmek istersen. Bize verdiğin paranın tamamı yanar.” Neymiş efendim biz keyfi iptal ediyormuşuz.

Aslına bakarsanız sözleşmemizde böyle bir madde varmış. Varmış diyorum çünkü evet detaylı bakmadım o sözleşmeye. Zaten kim bakıyordu ki adam akıllı. Giden bizzat yakınlarım memnun kalmışlardı, internette herkes memnundu. Muhtemelen bende gidebilseydim Amerika’ya bende memnun kalabilecektim bunlardan.

• Program’a herhangi bir sebeple son vermek isterseniz vize aldıktan sonra paranızın tamamı yanıyor. (İlk başlarda korona virüs herhangi bir sebep sayılıyordu.)
• Vize alındıktan sonra mücbir sebeplerle program iptal edilirse 1000 dolar kesinti olacak
• Vize randevusuna hiç gitmediyseniz de işiniz kalacağınız yer vs belliyse 750 dolar kesinti olacak.

Böyle maddeler varmış. Bize öncelikle olarak bu maddelerden hiç bahsetmediler tabi bizde okumadık.

Neyse program gerçekten literatürde devam ediyordu ve Haziran ayının sonlarına kadar bu durum hiçbir zaman kesinleşmedi. Benim danışmanım her zaman paramın tamamının gideceğini söylüyordu. Bizde mahkeme sürecini başlattık ve ihtarname hazırladık. Notere ilettik.

Yani Work and Travel hayali gördüğünüz gibi mahkeme sürecine taşındı. O zamanları bir de düşünürsek eğer 3-3.5 ay evden dışarı çıkmamış, görüştüğüm insan sayısı 4-5’i geçmemiş olduğunu düşündüğüm de gerçekten kötü zamanlardı. Tabi sıkıntılı süreç sadece bu kadar değildi.

Acente içinde tutarsızlıklar başladı.

Acentenin Türkiye genelinde 3 şubesi var. Bu şubelerin hangi illerde olduğunu tahmin etmek zor değil. Bu 3 şubenin öğrencileri bir araya gelerek WhatsApp grubu kurmuşlar. Sonradan bende dahil oldum. Facebook WaT gruplarını takip ederek. Bu grup içerisinde sadece bizim şirketin WaT kısmı vardı ki 150 den fazla insan vardı. Her şehirden insanlar vardı üstelik.

Bu grup içerisinde 3 şubeden insanlara sorular soruyordum. Hepsi farklı şeyler söylüyorlardı. Yani biri “hayır bizim danışmanımız 1000 dolar kesilir, tamamı kesilmez” diyor. Diğeri, “hayır bize tamamı kesilir” diyor. Bir diğeri “seneye ücretsiz aktarma olabilir gelen açıklamaları bekleyelim” gibi gibi çok fazla birbirini tutmayan açıklamalar deniliyordu. Şirket kendi içerisinde bir karar mekanizması oluşturamıyormuş gibi hareketler vardı.

Diğer WaT acenteleri peş peşe açıklamalar yapıyordu. Seneye ücretsiz aktarma yapacağız, iptal etmek isteyenlerden 400 dolar keseceğiz gibi. Ancak bizim şirketten en ufak bir açıklama yok dahası Instagram’da gönderilerde yorumları kapatmış WaT resimleri paylaşıyorlardı sadece. İşte bizi tercih edin diye felan. Yani o köklü şirket o zaman sanki bir dolandırıcı gibi hareket ediyordu.

Her Şeye Rağmen Amerika’ya Gidenler Oldu

Haziran sonlarına doğru Amerika’ya ilk uçuşlar başladı. Normalde bizim uçak biletlerimiz Avrupa aktarmalı olduğu için Avrupa hala uçuşları kapattığından dolayı biz istesek de gidemiyorduk. Ancak giden insanlar bu biletleri iptal edip THY den aktarmasız tek gidiş bileti alıp gidebiliyordu.

Bu ne demek? Vizesi benim gibi soruşturmada olan değil vizesini almış elinde duruyor, bütün riskleri göz önüne almış gidiyor ve bizim gidiş dönüş esnek verdiğimiz uçak biletinden çok daha fazla tutarını tek gidişte (ek masraf tabi ki) verebiliyor, demektir. Ek masraf dedim çünkü uçak biletlerimiz Eylül’ün sonlarına iade edildi bize.

Acente Şimdi Bizi Düşünmeye Başladı.

Amerika’ya gidebilecekleri gönderdikten sonra bizim işlemlerimiz başladı. Bazı şeyler netleşmeye başladı. Mesela 1000 dolar kesinti olacağı gibi. Bu süreçte biz telefonlarda konuşmaya başlayabildik. Yani bu zamana kadar hiçbir şekilde ulaşamıyorduk onlara. Hem yoğunlardı hem de evden çalışıyorlardı 🙂 Koronadan dolayı evden çalışıyorlar ama bizi göndermek istiyor gibilerdi. Neyse..!

Bu süreçte çoğu kişi mahkeme yolunu tercih etti. Çünkü “Biz sonuçta gidemedik ve gidemediğimiz bir programın bedelini neden vermek zorundayız?” diyorlardı. Bence de haklı bir sebepdi bu. Yani biz gerçekten Amerika’ya gidemedik ve neden bu program için sizlere 1000 dolar para vermek zorundaydık ki??

Bu olaylar devam ederken bir avukatla konuşmaya başladım ve avukatla konuşurken onunla birlikte sözleşmeye tekrar bakmaya başladık. Bir madde dikkatimizi çekti.

• Vize başvurusu yapıp vize alamayan veya güvenlik soruşturmasına (Name Check) takılan KATILIMCI’ya DS-2019 belgesini en geç 1 Ağustos 2020 tarihine kadar şirkete teslim etmesi şartıyla 400 dolar kesinti olacak ve kalan para Aralık 2020 tarihine kadar iade edilebilecektir.

Tabi biz bu maddeyi görür görmez acenteye bildirdik. Danışmanım doğru diyorsun sen bu kadar kesinti alman lazım dedi. ( ¯\_(:/)_/¯). Madem bu kadar basitti siz niye hiç takip etmediniz de bana sürekli paranın tamamı kesilir veya 1000 dolar kesintin olacak dediniz. Her neyse çok şükür mahkeme süreci başlamadı. Zaten de mahkemenin ne zaman bitebileceği belli değildi. Kimisi 2 yıl sürer kimisi 4 yıl sürer diyordu.

WaT Hikayesi Nasıl Başladı ve Nasıl Bitti?

Work and Travel hikayesi çok büyük umutlarla başlamıştı. Özgüvenimi çok fazla artıracak, kendimin v2.0 yolunda büyük adımlar atmamı sağlayacak bir programken şimdi gitmemin hiçbir imkanı yok. Hemde bu kadar yaklaşmışken..

Şirketimiz seneye bizi aktarmadı ama 600-800 dolar gibi bir ücret vererek (Verilen Paraya Ek) kayıt edebiliriz sizi dedi. Diğer şirketler de 2000 dolar küsür ücreti 3000 dolar küsüre çıkarmış durumda. Şuan kayıt olmak isteyen bu kadar fiyatı vermek zorunda kalıyor. (Sanki TL artışı oluyor 😀 )

Doğal olarak benim yeşil pasaportun güzel hayali de bir güzel son buldu. Artık yurt dışına çıkmak imkansız hale geldi. Çünkü şuan ki güncel kur ortada. TL her geçen gün değer kaybedişi ortada.. Öğrenciyken kendimizi bu alanda geliştirmek, yurt dışına çıkıp yeni yerler keşfetmek nasıl da zor duruma geldiği ortada.

Şunu diyenler olabilir senin paran yatırdığın zamanla şu zaman arasında dolar kuru çok farklı kar etmiş bile olabilirsiniz. Cidden kar ettiğimizi düşünüyorsanız ilk önce bir doktora görünmeniz gerektiğini söyleyebilirim. Gerçi bu mesele artık zarar kar meselesi olmaktan da çıktı.

Work and Travel Ücretleri ve Toplam Maliyeti (2021)

Şirketler bu sene fiyat artışı yaptığını söylemiştim. Şimdi şuan ki güncel fiyatları gösteren bir resim paylaşacağım.

Program ücreti erken kayıt yaptırmak istediğiniz de en düşük olur. Yani bu 1 sene öncesinde yazın yapılan kayıtlar için geçerli. Şuan korona virüsten dolayı kimse önünü göremediği için erken kayıt olmak gerçekten yürek ister. Ne olsa aşı çıkacak felan diyebilirsiniz ama şuan için en azından her şey çok belirsiz. Bunu da fırsat bilen şirketler fiyat artışı yapıyor.

Vize Randevu Ücreti ve Sevis Ücreti tamamen ABD konsolosluğuna ait olan para birimi.

Uçak Biletinde şöyle bir durum var. Erkenden vizenizi alır hiçbir engeliniz olmadığı zaman uçak bileti alabilirsiniz. Öncesinde almak çok büyük bir risktir. Evet vize almak kolay ancak her an her şey olabilir. Benim yukarıda yaşadıklarım buna şahittir.

Uçak biletinde eğer ABD’nin doğu taraflarına alırsanız 600 civarlarında felan olduğunu gördüm. Batı taraflarına alırsanız, ki ben Montana’ya uçak bileti almıştım. 735 dolardı. Siz ne kadar biletinizi geç alırsanız o kadar daha pahalıya alacaksınız. Birde bu fiyatlar Avrupa’dan aktarmalı olanlar. Korona sürecinde Avrupa kapılarını kapattı nasıl gidebilirsiniz? THY ile aktarmasız uçarak. Onun da ücreti sadece gidiş bu fiyattan pahalı olduğunu söylemek isterim. Benim aldığım 735 dolar gidiş dönüş ve esnek biletti.

Cep Harçlığı bize 500-600 dolar yeter deniliyordu. Bunda şöyle bir durum var. Siz ilk 2 hafta para kazanamayacaksınız ve bu süre zarfında cebinizden ödemek zorundasınız. Yani kalacağınız yer, yiyeceğiniz yemek, bineceğiniz otobüs bile… Fakat şimdi korona virüs sebebiyle ya orada 15 gün karantinaya girip çalışırsanız felan diye sizin minimum 1000 dolar para götürmeniz tavsiye ediliyor. Çünkü siz 1 ay boyunca para kazanamayacaksınız.

Bunları bu sene giden bir arkadaşımla konuşurken söylemişti bana. Ancak kendisi karantinaya girmemişti. Bölgeden bölgeye değişen bir şeydi bu durum.

Bu Durumda Toplam Ücret

Aşağı yukarı 4900 dolar civarında oluyor. Şuan gitmek isteyen birisi aşağı yukarı bu parayı vermek zorunda kalıyor. Benim bu seneki tecrübelerime göre bu fiyatı çıkarabiliyorum. Bu durumda da güncel kurla (07.11.2020) 41,772.50 TL yapıyor. 🙂 Sizde bu yazıyı okuduğunuz da dolar kuru ne kadar ve kaç liraya denk geldiğini yazabilir misiniz? Merak ettim açıkçası.

Son Olarak Söylemek İstediğim Birtakım Meseleler Var

“Öğrencilik yıllarında kendinizi olabildiğince geliştirin” deniliyor bizlere. Yurt dışına çıkmaya çalışın. Farklı insanlar görün, dünya insanı olmaya çalışın. Bilhassa bana “Sen bilgisayar mühendisisin, muhakkak yurt dışında Avrupa’da, olabilirse Amerika’da fuarlara katılmaya çalış.” deniliyor. Bunlar çok güzel ifadeler. Peki sizce bunları gerçekleştirmek bu kadar basit mi artık?

Bu sözlerimi siyaset olarak algılamayın, yorum olarak siyasi cümleler yazanların yorumları hiçbir zaman onaylanmayacaktır hatta. Ancak bu Türk Lirası’nın sürekli değer kaybedişi normal bir şey mi? Ben 2016 senesinde liseden mezun oldum. O zamanın dolar kuruyla bu zaman arasında ki farka bakar mısınız?

Ben 1 sene mezuna kaldım hemen kazanamadım üniversite. Hazırlık okurken de 1 puanla felan kaldım ve 2 defa hazırlık okudum. 3 sene hayatım bir boşluk içerisinde geçti. Neden bu 3 sene de kendimi geliştirecek adam akıllı hiçbir şey yapmadım. Hadi mezuna kalma neyse de hazırlık da neden kendini geliştiremedin diye soracak olursanız o ayrı bir blog yazısında yazalım. O zaman da yaşadıklarım normal şeyler değillerdi.

Ancak şuan ki (07.11.2020) tarihinde dolar kuru 8.52 tl. Bir öğrenci nasıl yurt dışına çıkıp kendini geliştirebilir. Cidden yurt dışına çıkmak bu kadar lüks bir şey mi?

Diyebilirsiniz ki yurt dışına çıkmak lüks bir şey. Herkes yurt dışına çıkmamalı.. ( 🙂 🙂 ) O zaman herkes yurt dışına çıkmayacaksa öğrencilerin yolu açılmalı. Öğrenciler evlerine tıkılarak hiçbir yeri gezip görmeyerek dünya insanı olamazlar.

Bir gün inanıyorum ki bu blog sayfasında bende yurt dışı anılarımı yazmaya başlayabileceğim. Farklı inanca sahip, farklı dili konuşan, farklı para biriminde paralar kazanan, kim bilir ne farklı tecrübelerini bana anlatacak bambaşka yeni insanlar tanıyabileceğim bende. Bunları da burada birilerine anlatabilirim belki.

Şimdilik olabildiğince yurt içi gezilerimi paylaştığım yazılara gitmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Kamp yazılarıma gitmek için de buraya tıklayabilirsiniz.

Bende hala bu belgelerimi saklamaya devam edim. 😀 🙂